19 Ocak 2017 Perşembe

Sakasama No Patema/ Anime Film

Bilim kurgu, fantastik dizi/film severler burada mı? Beyninizi yakacak, başınızı döndürecek (hakikaten başınızı döndürecek:D) bir filmle karşınızdayım.

Konusu

Film, tünellerin her yere ulaşabildiği bir yeraltı dünyasında geçiyor. Koruyucu kıyafetler giyerek karanlık ve kapalı alanlarda yaşasalar da insanlar sakin ve keyifli bir yaşam sürer. Kendi yer altı köyünün prensesi olan Patema tünelleri keşfetmeyi çok seviyordur. En sevdiği yer ise "tehlikeli bölge" denilen ve köyünün insanların girmesini yasakladığı yerdir. Azarlanmasına rağmen Patema merakını bastıramaz ve "Tehlikeli Bölge"ye olan yolculuklarından birinde beklenmedik bir şeyle karşılaşır. Saklı sırlar açığa çıkar. (Yeppudaa dan alınmıştır.)



Afişte de gördüğünüz gibi değişik kurgu bizi bekliyor. "Biz ayrı dünyaların insanıyız" klişesine cuk oturan bir hikaye:) Film bana nedense Açlık Oyunlarını hatırlattı. Oradaki kurgu dünyaya benzeyen değişik bir dünya ve kötü adam Başkan Snowa benzeyen bir amcamız var. Ama daha çok başka birşeye benzetiyorum ama ne? derken yeni aklıma geldi. Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sındaki düzenli sistem ve robotlaşmış toplumun benzerini burada da görüyoruz.
Buradan sonrası spoiler içerir dikkat!
İki farklı yerçekiminin olduğu bir filmden bahsediyoruz. Filmin yarısı bu yerçekimi olayını anlamaya çalışmakla geçti diyebilirim. Anladıktan sonra taşlar biraz yerine oturdu. İnsanların; "Biz normaliz, anormal olan günahkar yaratıklar tepetaklaklar. "diye empoze edildiği sistem enteresandı. Halbuki tepetaklak olan onlardı bunu da sonradan anladık. Geçmişte uçan balonu yapan amcaların dostluğu, Age ve Patemanın sevgisi kadar etkileyiciydi. Bu yıldızlı sahnelerse enfesti.
Filmin sonunda çalan şarkı da çok güzeldi.


Vellhasıl kelam güzel bir filmdi. Bilim kurgu seven herkese şiddetle tavsiye ederim. Ayaklarınız yerden kesilecek:)

10 Ocak 2017 Salı

The Girl Who Leapt Through Time/ Anime Film

Bir akşam kardeşimle oturmuş izleyecek birşeyler arıyorduk. Goblinin yeni bölümünü beklerken başka bir diziye başlayasım gelmedi açıkçası. Şöyle kısa ve güzel bir animasyon filmi ararken karşımıza bu film çıktı. İyi ki de çıkmış.

Türkçeye "Zamanda Sıçrayan Kız" diye çevireceğimiz film, Yasutaka Tsutsui tarafından ilk olarak 1967 yılında kitap olarak piyasaya sürülmüş. Daha sonra mangadan TV filmine kadar pek çok türe uyarlanmış. 2006 yapımlı bu anime filmden sonra da 2010 yılında Time Traveller: The Girl Who Leapt Through Time filmi vizyona girmiş. 

Bu da romanı

Time Traveller: The Girl Who Leapt Through Time
(2010)
 

Konusuna gelecek olursak:

Liseye giden esas kızımız Mokato bir gün okulun laboratuarında ilginç bir nesnenin üzerine düşer. Eve dönerken bisikletinin frenleri tutmaz ve bir trenin geçmekte olduğu trenyoluna girer. Kazanın gerçekleşeceği anda zamanda sıçrayarak bir dakika önceye döner. Başlarda bu yeteneğini eğlenmek için kullanır (ki bu sahnelerde çok güldüm:D) ama sonra işler sarpa sarar ve mahvettiği işleri düzeltmeye çalışır. Ama o da ne Mokato belli bir sayıda zamanda sıçrama yapabiliyordur. İzlemek için tık tık
Filmin mottosu: Zaman kimseyi beklemez.
Kızımız sürekli uçtu:D
Burada gülmekten öldüm:D


Çok beğendiğim ve keşke biraz daha uzun olsaydı dediğim bir animeydi. Spoiler vermeden anlatmaya çalıştım ama şu anda deli gibi konuşmak istediğim şey var:D Havada kalan da birkaç konu var. İzleyen arkadaşlarla yorum kısmında kritiğini yapmak isterim:)



7 Ocak 2017 Cumartesi

Bir Genç Kızın Söylememesi Gerekenler

Ne zaman çok sıkıldım desem annanemin bana cevabı şu oluyor: "Eskiden çok sıkıldım diyen kıza, canın evlenmek mi istiyor?, derlerdi." Gülerek söylediği bu sözü duyunca sesimi keserdim tabi ki ama birdahakine unutup şikayet etmeye başlardım yine.


Geçenlerde bir arkadaşla sohbet ederken bu aralar sıkıldığımdan dem vuruyordum kii aklıma ananemin sözü geldi. Meğer arkadaşıma da akrabalarından biri "çok üşüyorum" demesi üzerine bu minvalde birşeyler söylemiş. Haydaa! Evlilik çağına geldik diye yapılır mı bu zulüm. Yazıktır günahtır. Artık eski mahalleli teyze lakırdılarını bir kenara bırakma vakti gelmedi mi ha güzel ablalarım, teyzelerim.

Size tavsiyem öyle herkese bu dediklerimi söylemeyin zira bazıları fazla cin fikirli. Allah hepimizi yanlış anlaşılmaktan korusun:D

5 Ocak 2017 Perşembe

Ahwak

Uzun zamandır bu kadar güzel bir şarkı dinlememiştim. İnsanın içine işleyen cinsten. Daha önce pek çok kişinin seslendirdiği eserin en güzel halini buraya bırakıyorum. Dinleyiniz dinletiniz efendim.
  

أهواك بلا أمل

Umutsuzca seviyorum seni

وعيـونك تبسم لي

Gözlerin gülüyor bana

وورودك تغريني

Güllerin beni sevkediyor

بشهيةً ً القبل ِ

İştahla öpmeye

أهواك ولي قلب

Seni seviyorum ve bir kalbim var

بغرامك يلتهب

Seninle yanıp tutuşan

تدنيه فيقترب

Sen ona gelirsen o da sana yaklaşacak,

تقصيه فيغترب

Ve onu kovarsan çok uzaklara gidecek

في الظلمة يكتئب

Karanlıkta kederleniyor

ويهدهده التعب

Yorgunluk onu uyutuyor

فيذوب وينسكب

Eriyor ve dökülüyor

كالدمع من المقل

Gözlerdeki bir göz yaşı gibi

في السهرة أنتظر

Seher vakti bekliyorum

ويطول بي السهر

Gece uykusuzlukla geçiyor

فيسائلني القمر

Ve Ay bana soruyor

ياحلو مالخبر

Ey tatlım, ne haber?

فأجيبه والقلب

Ve cevaplıyorum, 

قد تيمه الحب

Aşk kalbimin gözünü kör ediyor

يا بدر انا السبب

Ey dolunay, sebep benim 

أحببت بلا أمل

Ümit olmadan sevdim!


3 Ocak 2017 Salı

Umut Hayattır

Ülkece zor bir seneyi geride bıraktık derken kötü bir haberle acımız tazelendi. Ne zaman ülkemiz, geleceğimiz adına umutlansak bir iş geliyor başımıza. Tam da yapmak istedikleri şey bu. Bizi umutsuz, ruhsuz, sevgisiz bırakmak.

Son günlerde ben de umudumu yitirmiş durumdayım. Pili bitmek üzere olan oyuncak gibi enerjisiz kalmışım. Genç yaşımda yaşlanmışım. Yapacak işi kalmamış bir emekli gibi boşluktayım. İçimde İbrahim Tatlısesten, "O eski halimden eser yok şimdi" çalıyor. Oysa neşeli bir yay burcu insanıyım. Hey gidi...


Kelimeler de kaderle gelir, Allahın bir lütfudur bana kalırsa. Bugün aklıma eskiden okuduğum bu cümle düştü: "Umut hayattır." Hani bir kelime görürsünüz ya da cümle. Sanki sizin için yaratılmış gibidir. İçinizdeki boşluğu doldurur. İşte bu cümle de öyle bir anda içime yayıldı. Cümlenin sahibi kim bilmiyorum ama şu aralar benim içimde yeşilleniyor.


Umut hayattır, candır, yüreğimize serpilecek sudur. İnşallah umudumuzu hiç yitirmeyelim. Olur da yorulursak, bunalırsak aklımıza bu cümle gelsin: Umut hayattır.